Bar Kroşeler

BAR KROŞELER

Bar kroşe, destek dişin tutucu sahasına yaklaşım kolu ile gingival yönden yaklaşır. Bar kroşelerin itme şeklinde oluşturdukları tutuculuk, çevresel kroşelerin çekme tipi tutuculuğun­dan daha etkilidir. Bar kroşeli protezlerin yerleştirilmesi, çevresel kroşelilere göre daha kolay, uzaklaştırılmaları daha zordur. Dişetinden yaklaştıklarından, çevresel kroşelere göre daha estetiktirler.

Bar kroşenin esnekliği tutucu kolun uzunluğu ve inceliği ile kontrol edilebilir. Uzunluğunun artması ve terminal ucuna doğru yapılan inceltmenin fazlalaşması daha esnek bir kroşe ile sonuçlanır.

Bar kroşelerin dezavantajları, gıda birikimine neden olmaları ve tutucu kolun aşırı esnekli­ği ile iyi bir dengeleme ve stabilizasyon sağlayamamalarıdır. Bar kroşe kullanımı düşünüldü­ğünde, bölümlü protez planında ilave stabilizasyon elemanları kullanılmalıdır.

Bar kroşe andırkat alanına uzanırken geçtiği yumuşak dokularda asla çarpma meydana getirmemelidir. Bu nedenle aşırı rölyef oluşturulması pek tavsiye edilmemekle beraber, trav­mayı önlemek için, bu kolun doku yüzeyi düzeltilip, cilalanabilir.

Okluzal tırnağı iskelete bağlayan minör bağlayıcı kuvvetli ve dengeleme yapacak kadar rijit olmalıdır.

Serbest sonlu protezlerde, destek diş üzerinde tork etkisi yaratmaması ve estetik özelliği nedeniyle, tercih edilen kroşe tipidir.

Bar kroşenin kontrendikasyonları:

  1. Çok fazla horizontal stabilitenin gerekli olduğu durumlar,
  2. Tutucu kroşe ucunu destekleyen minör bağlayıcının, yumuşak doku ile anatomik ilişki oluşturmasını engelleyen çok sığ vestibül boşluğuna sahip hastalar,
  3. Minör bağlayıcının destek dokulardan 2-3 mm’den fazla miktarda uzakta konumlanması ve dolayısıyla gıda birikimine neden olacak kadar yumuşak doku andırkatı veya frenulum bağ­lantısının mevcut olduğu vakalar (Şekil 3-22a),
  4. Kroşenin destek diş üzerinde doğru bir şekilde yerleştirilmesini önleyecek kadar aşırı bukkal veya linguale devrilmiş destek dişlerin varlığı (Şekil 3-22b),
  5. Maksiller kanin ve premolar dişlerde estetik olmayan bir görünüme neden olması nede­niyle, yüksek gülme hattına sahip hastalar.
Şekil 3-22. Bar kroşenin kullanımını sınırlayan faktörler.a) Aşırı doku andırkatı, b) Destek dişin aşırı miktarda linguale veya bukkale devrilmiş oluşu.
Şekil 3-22. Bar kroşenin kullanımını sınırlayan faktörler.
a) Aşırı doku andırkatı,
b) Destek dişin aşırı miktarda linguale veya bukkale devrilmiş oluşu.

Diş destekli bölümlü protezler, diş des­tekli modifikasyon bölgelerinde veya destek dişin serbest sonlu kaideye komşu tarafın­da, destek dişin servikal üçlüsünde gingival yönden yaklaşılabilecek küçük bir andırkat (0.25 mm) mevcut olduğunda kullanılabilir. Yumuşak doku andırkatı bar kroşe kolunun uygulanmasını engellediğinde, mezialden başlayan bir halka kroşe veya tersine etkili kroşe kullanılabilir.
Bar kroşeler, tutucu ucun şekline göre T, modifiye T, I, Y gibi harflerle tanımlanır. Bunların tümü genelde aynı özelliklere sahiptir. Mekanik ve fonksiyonel olarak etkili olduğu, mümkün olduğunca az miktarda diş yüzeyini kapladığı ve az miktarda metal görünümünü sağladığı sürece kroşe ucunun aldığı şeklin hiçbir önemi yoktur.

T ve Y Bar Kroşe

T ve Y bar kroşeler birbirine çok benzediğinden, ortak özelliklere sahiptirler. Her ikisi de sıklıkla kanin ve premolar dişlerde ve nadiren de molarlar üzerinde kullanılırlar. Bu planlama özellikle destek dişleri distal andırkata sahip olan serbest sonlu vakalarda faydalı olur. T veya Y bar kroşenin distal bölümü andırkat içinde yer alırken, mezial tarafı kontur yüksekliğinin üstünde sonlanır (Şekil 3-23).

Şekil 3-23. Y bar kroşenin tutucu uçlarından sadece biri andırkat içinde yer alır.
Şekil 3-23. Y bar kroşenin tutucu uçlarından sadece biri andırkat içinde yer alır.

Bu şekilde destek dişin uygun şekilde kuşatılmasını sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda stabilizasyona da katkıda bulunur. Bar kroşe distal okluzal tırnakla birlikte planlandığında, destek dişin 180 derece kuşatılması için T veya Y’nin mezial bölümünün kullanılması gerekir. Mezial okluzal tırnak kullanıldığında ise T veya Y bar kroşenin mezial bölümü kullanılmadan da kuşatma fonksiyonu sağlanmış olur ve kroşenin bu bölümü elimine edilebilir (modifiye T bar kroşe). T veya Y tipi kroşenin en önemli avantajı, serbest sonlu kaidenin okluzal yüklerin etkisiyle mukozaya doğru hareket etmesi sonucunda, tutucu kroşe ucunun andırkat bölgesin­den uzaklaşıp, destek dişe tolere edebileceği, yerinden çıkarıcı özellikte kuvvet uygulamasıdır.

T ve Y bar kroşelerin her iki terminal ucu nadiren hem mezial hem de distal andırkatta kullanılır. Destek dişin kontur yüksekliğinin şekline bağlı olarak, bu kroşelerin sadece bir terminal ucunun andırkat alanına yerleşmesi yeterli tutuculuk oluşturmayabilir. Destek dişin fasiyal yüzeyindeki kontur yüksekliği mezial ve distalde yüksek, fasiyal yüzün ortasında daha düşük olduğunda, Y kroşenin yerleşimi daha rahat olur.

Kontur yüksekliği destek dişin okluzal yüzeyi veya insizal kenarına yakın olduğunda T bar kroşe kullanılması tavsiye edilmez. Aksi halde diş ile kroşenin dik kolu arasında büyük bir boşluk oluşarak, gıda birikimi ve dudak-yanak irritasyonuna neden olur.

I Bar Kroşe

I bar kroşe bar tipi kroşelerin diğer bir şeklidir. T veya Y bar kroşe veya herhangi bir çev­resel kroşeden daha estetik olması ve çok az diş teması nedeniyle kroşe altında çürük oluş­ma riskinin azaldığı düşünülür. I bar kroşe genelde kanin ve premolarlarda kullanılır. I bar

kroşenin diğer bir özelliği tutucu kroşe ucunun meziobukkal, distobukkal veya bukkal yüzün ortasında yer alan bir andırkat içinde kullanılabilmesidir (Şekil 3-24).

Şekil 3-24. Uygun doku rölyefi ile yapılan ve proksimal yüzün orta ve gingival 1/3’üne kadar uzanan proksimal plağa sahip bir I bar kroşe tasarımı, fonksiyonel kuvvetleri daha eşit şekilde dağıtır.
Şekil 3-24. Uygun doku rölyefi ile yapılan ve proksimal yüzün orta ve gingival 1/3’üne kadar uzanan proksimal plağa sahip bir I bar kroşe tasarımı, fonksiyonel kuvvetleri daha eşit şekilde dağıtır.

Bu kroşenin destek dişle temas noktası 2-3 mm’lik bir alanı geçmediğinden, çevreleme ve horizontal stabilizasyonu yerine getiremediğine inanılmaktadır; ancak bazı araştırmacılar tutucu kroşe kolunun rijit bölümü ile sağlanan stabilizasyonun çok az bir katkısı olduğunu savunurlar. Tutucu elemanın diş yüzeyi ile olan temasının çok az olmasının sonucu olarak,
I bar kroşe kullanıldığında tüm kroşeler için gerekli olan, destek dişin 180 derece kuşatılması özelliğine dikkat edilmesi gerekir.

RPI Kroşe

Kratochvil ve Krol tarafından geliştirilen tırnak, proksimal plak ve I bar kroşe tasarımı serbest sonlu hareketli bölümlü protezler tarafından oluşturulan stresleri gidermek için planlanmıştır. Bu kroşe sistemi esasen, meziolingual embrazüre yerleştirilen ancak komşu dişe temas etmeyen minör bağlayıcı ile bir meziookluzal tırnaktan oluşur (Şekil 3-25).

Şekil 3-25. RPI kroşe sistemi: a) Destek, okluzal tırnaktan elde edilir. b) Stabilizasyon, okluzal tırnak ile mezial ve distal minör bağlayıcılardan sağlanır. c) Tutuculuk, I-bar kroşe ile temin edilir. Resiprokasyon, minör bağlayıcıların konumu sayesinde gerçekleşir.
Şekil 3-25. RPI kroşe sistemi: a) Destek, okluzal tırnaktan elde edilir. b) Stabilizasyon, okluzal tırnak ile mezial ve distal minör bağlayıcılardan sağlanır. c) Tutuculuk, I-bar kroşe ile temin edilir. Resiprokasyon, minör bağlayıcıların konumu sayesinde gerçekleşir.

Distal proksimal plağı yerleştirebilmek için, marjinal kenardan destek dişin orta ve gingival üçlüsünün birleşimine uzanan bir distal rehber düzlem hazırlanır. Rehber düzlemin bukkolingual genişliği destek dişin proksimal konturu ile belirlenir. Proksimal plak, tırnağı destekleyen minör bağlayıcı ile birlikte, kroşe sisteminin stabilizasyon ve resiprokasyon ihtiyaçlarını karşılar. I bar ise destek dişin bukkal veya labial yüzeyinin gingival üçlüsünde, 0.25 mm’lik andırkat alanı içine yerleştirilmelidir. I barın yaklaşan kolunun tamamı, destek dişle temas eden ucunun 2 mm’sine kadar inceltilmeli, inceltme işlemi bu sınırı geçmemelidir. Bar kroşenin yaklaşan kolu gingival marjinden en az 4 mm uzakta seyretmelidir.

RPI sistemin uygulanmasında üç prensip rol oynar. (1) Tırnağın konumu, (2) rehber düzlemle ilişkili olan minör bağlayıcı (proksimal plak)nın planı ve (3) tutucu kroşe kolunun konumu; bu kroşe sisteminin fonksiyonunu etkileyen faktörlerdir. Bu faktörlerdeki değişiklikler kroşe sisteminin felsefesini etkiler. Araştırmacıların tümü primer destek diş üzerindeki okluzal tırnağın mezialde konumlanmasını önerirler. Proksimal plağın tasarımı konusunda farklı görüşler mevcuttur. Önerilerden biri, rehber düzlem ve bununla ilişkili olan proksimal plak minör bağlayıcının, serbest dişeti bölgesinin irritasyonunu elimine edecek minimum bir rölyef dışında, proksimal diş yüzeyinin tamamını kaplamasıdır. Diğer bir yaklaşım ise, proksimal plağın marjinal kenardan proksimal diş yüzeyinin orta ve gingival üçlüsünün birleşimine kadar uzanmasıdır. Üçüncü bir felsefe ise proksimal plağın, rehber düzlemin gingival bölümüne yaklaşık 1 mm mesafede temas etmesidir.

Dişeti Kroşesi

Anterior ve premolar dişlerde, destek dişin vestibülünde bar kroşe kullanımına engel olan kemik ve yumuşak doku andırkatının varlığında tercih edilir. Tutucu kolu kontur yüksekliğinin üstünde seyreden ve tutucu ucu meziobukkal andırkata yerleşen bir döküm kroşedir. Yaklaşan kolu bar kroşeye göre daha kısadır ve dikey değil krete paralel olarak yatay yönde uzanır. Kro­şenin esnek özellik sergileyebilmesi açısından, destek dişe komşu bölgede ajusteli diş dizimi yapılarak, yaklaşan kolun açıkta bırakılması gerekir (Şekil 3-26).

Şekil 3-26. Dişeti kroşesi.
Şekil 3-26. Dişeti kroşesi.

Lisans

Hareketli Bölümlü Protezlerlerde Planlama © 2024Telif sahibi Prof. Dr. Funda Akaltan. Tüm hakları saklıdır.

Bu Kitabı Paylaş