Posterior Dişler
Posterior bölge için protez dişleri seçilirken, sadece mevcut dişsiz boşluğa değil, aynı zamanda karşıt doğal dişler veya protez dişlerinin boyut, dizim ve okluzal anatomisine de uyum sağlamasına çalışılır.
Posterior dişlerin seçiminde en önemli kriter okluzal tablanın boyutudur. Serbest sonlu bölümlü protez tarafından destek dişe ve rezidüel krete uygulanan kaldıraç kuvveti, protez dişlerinin birlikte oluşturdukları okluzal yüzey boyutundan büyük ölçüde etkilenir. Okluzal tabla büyüdükçe, kret üzerindeki yük ve destek dişlerdeki stres artacaktır. Küçük dişlerin gıdaları öğütme etkisi daha zayıftır; bu nedenle protez kaidesine ulaşan stres azalır. Dişler geniş ve düz olması yerine dar ve keskin olmalıdır; böylece gıdaları ezmek yerine keserek parçalarlar.
Porselen veya Akrilik Rezin Protez Dişleri
Akrilik rezin protez dişleri, hareketli bölümlü protezlerde en sık kullanılan posterior dişlerdir. İnterokluzal mesafenin sınırlı olması nedeniyle fazla miktarda aşındırma gerektiğinde, aşırı derecede zayıflamaz ve mine veya metal alaşımı üzerinde aşındırıcı etki oluşturmazlar. Karşıt doğal dişlerin okluzal yüzeyleriyle tüberkül-fossa veya tüberkül-embrazür ilişkisini sağlamak üzere genelde semianatomik veya anatomik olmayan dişler yerine anatomik dişler tercih edilir. Çünkü anatomik dişlerin tüberkülleri aşındırılarak, karşıt oluk ve fossalarla okluzyona getirilebilir.
Porselen dişlerin mine ve metal alaşımı üzerindeki aşındırıcı etkisi bilindiğinden, karşıt çenede doğal diş veya metal kron mevcut olduğunda, porselen diş kullanımı tercih edilmez. Porselen dişlerin hareketli bölümlü protezlerde kullanımı bu nedenle sınırlandırılsa da karşıt çenede porselen veya akrilik rezin protez dişleri mevcut olduğunda tercih edilebilir.
Porselen veya Akrilik Rezin Fasetler
Fasetler, nadiren maksiller birinci premolar eksikliğinde, interokluzal mesafe sınırlı olduğunda kullanılır.
Metal Dişler
Ağız içinde görünmeyen bir konuma sahip, sınırlı bir posterior boşluk mevcut olduğunda, tamamı metal dişler mükemmel sonuç verebilir (Şekil 6-9).
Genelde alt çenede ikinci molar dişin mezializasyonu ile daralan birinci molar dişin boşluğunun restorasyonunda tercih edilir. Metal dişin kullanımı 3-8 mm meziodistal genişliği olan dişsiz sahalarla sınırlıdır. İskelet alt yapı krom-kobalt metal alaşımından yapıldığında, bu metalin aşındırıcı etkisi düşünülerek, metal dişin karşıtında yer alan kron restorasyonu veya doğal dişle aşırı okluzyona gelmesi istenmez.
Tüp Dişler
Postlar veya tüp dişler nisbeten güçlü ve estetik bir seçenektir (Şekil 6-10).
Belirli bir interokluzal mesafe gerektirmesine rağmen, dar posterior boşluklarda kullanılabilir. En sık kullanıldığı alan tek bir premolar dişin restorasyonudur.
Metal Gövdeler
Alt çenenin posterior bölgesinde bulunan küçük bir diş boşluğunun restorasyonu, rezidüel kret atrofisi aşırı olduğunda bazen dişler ve protez arasında gıda birikimine yol açabilir. Bu problem genelde boşluğun mezialinde ve distalinde yer alan dişlerin boşluğa devrilmesi sonucunda, dişsiz boşluğun okluzalindeki mesafenin rezidüel krete yakın bölgesindeki mesafeden daha az olduğu durumlarda ortaya çıkar. Bu boşluk protez dişi ve rezin kaide ile restore edildiğinde, dişlerin proksimal yüzeyleri ve protez arasında gıda birikimine neden olacak boşluklar meydana gelir. Bu tip diş boşluklarının metal alt yapının bir parçası olarak dökülen okluzal yüzeylerle restorasyonu, bölgenin kendiliğinden temizlenebilmesi açısından daha iyi bir çözüm olabilir (Şekil 6-11).
Restore edilecek bölge için estetik önemli ve dişsiz boşluk küçük ise metal gövdenin bukkal yüzü iskeletin modelajı esnasında açılır ve sonra diş renginde akrilik şekillendirilerek akrilik pencereli metal gövdeler oluşturulur.