9. Bölüm
Hareketli Bölümlü Protezlerde Okluzal İlişkiler
Hareketli bölümlü protez ve geriye kalan dişler arasındaki okluzal uyum, çevre dokuların sağlığının korunmasında önemli bir faktördür. HBP vakalarında geriye kalan dişlerin sayısı ve konumu okluzyonu belirler. Okluzyonun tipi klinik olarak mandibulanın ekzentrik hareketlerindeki temasları ile analiz edilir. Sentrik ve ekzentrik temaslarda HBP’nin stabilitesi korunmalıdır.
HBP hastaları için okluzyonun temininde aşağıdaki hususlar önem kazanır:
- Okluzyonun analizi
- Okluzal düzensizliklerin giderilmesi
- Sentrik ilişki kaydı
Okluzyonun analizi
Tüm okluzyon tiplerinde esas olan sentrik okluzyon esnasında tüberküller arasında maksimum temasın sağlanmasıdır. Lateral hareketler okluzyonun tipini belirler.
Hastanın lateral çene hareketleri (sağa lateral ve sola lateral hareket) değerlendirilerek, bu hareketler esnasındaki çalışan ve çalışmayan-dengeleyen taraftaki antagonist diş temaslarına göre mevcut okluzyon tespit edilir.
Alt çenenin lateral hareketi esnasında, çalışan tarafta alt kanin dişinin insizal ucu üst kaninin palatinal yüzeyi ile teması koruyarak hareket eder ve lateral hareket tamamlandığında, alt kanin dişinin insizal tepesi ile üst kaninin insizal ucu temas halinde ve diğer antagonist dişlerde diskluzyon (temassızlık) oluşursa, hastanın mevcut okluzyonu kanin koruyuculu okluzyon olarak tanımlanır (Şekil 9-1).
Lateral hareket esnasında, aynı tarafta kanin dişi ile birlikte, premolar dişler de temas halindeyse grup fonksiyonu okluzyonu bir veya iki molar diş de dahil olmak üzere posterior dişler temas halinde ise tek taraflı unilateral balanslı okluzyon olarak adlandırılır (Şekil 9-2).
Kanin koruyuculu, grup fonksiyon veya tek taraflı balanslı okluzyonda çalışan tarafın karşısındaki dişlerde diskluzyon mevcuttur. Ör; sağa lateral hareket esnasında sol taraftaki antagonist dişler arasında temas olmaz. Lateral harekette sadece lateral hareketin olduğu taraftaki antagonist dişler temas eder. Protruziv harekette ise anterior dişler arasında antagonist temas oluşur; posterior bölgede diskluzyon mevcuttur.
Antagonist diş temaslarının olmadığı durumlarda, hastanın okluzyonu kısmi dişsizliğin durumuna göre aşağıda belirtilen kriterlere uygun olarak yeniden oluşturulur. Bir diğer okluzyon tipi olan çift taraflı-bilateral balanslı okluzyon, çoğunlukla böyle durumlarda geçerli olur.
Çift taraflı balanslı okluzyonda, diğer okluzyon tiplerinde olduğu gibi, sentrikte bilateral balans oluşur (Şekil 9-3).
Çift taraflı balanslı okluzyonda, lateral harekette hem çalışan, hem de dengeleyen tarafta antagonist dişler arasında temas mevcuttur. Ör; sola doğru olan lateral hareket esnasında çalışan taraf antagonist diş temasları özellikle posterior alanda bukkal tüberkülleriyle gerçekleşirken (Şekil 9-4a), karşıt taraftaki mandibular dişlerin bukkal tüberkülleri, maksiller dişlerin palatinal tüberkülleriyle karşılıklı temas halindedir; böylece hareketli protezin sağ tarafının dokudan uzaklaşmasına engel olunur (Şekil 9-4b).
Protruziv harekette ise ön bölgede keser dişler başa baş konumdayken, arka bölgede her iki taraftaki ikinci molar antagonist dişler arasında temas sağlanarak, “3-nokta teması“ oluşturulur; böylece hasta ön dişleriyle ısırma hareketini yaparken, protezin posterior kaidesinin dokudan uzaklaşması önlenir (Şekil 9-5).
Ancak protruziv temasın tam olarak sağlanabilmesi için overbite mesafesinin 1 mm’yi geçmemesi gerekir. Bu durumda, gülümsemede üst anterior dişlerin insizal kenarları üst dudaktan görünmeyebilir ve protruziv balans sağlama çabası estetiği tehlikeye düşürebilir. Dolayısıyla bu konuda mutlaka hastanın fikri alınmalı, estetiğe önem veren hastada protruziv balansın oluşturulmasının zor olacağı bilinerek, ısırma hareketinden kaçınması veya tam tersi, ısırmaya önem veren bir hastaya gülme esnasında dişlerinin görünürlüğünün azalacağı konusunda bilgi verilmelidir. Bu durumda hasta ön dişlerini koparma amaçlı kullanabilme veya estetik görünüm arasında tercih yapma durumunda kalacaktır.
Okluzal düzensizliklerin giderilmesi
Okluzal düzensizlikler protezin başarısını olumsuz yönde etkiler. Kısmi dişsiz vakalarda, farklı zamanlarda dişlerin kaybedilmesi veya uzun süre dişsiz kalma gibi nedenlerle, mevcut dişler dişsiz boşluklara doğru devrilir, kayar veya uzarlar (Şekil 9-6).
Çok ender durumlarda dişler doğru konumlarını korurlar ki; bu durumda şanslı olduğu için hastayı kutlamak gerekir. Uzama veya devrilme basit düzeyde ise mine seviyesinde mölleme, daha ileri düzeyde ise kron restorasyonu yapılabilir. Ancak çoğunlukla okluzal düzlem seviyesini düzenlemek için kron restorasyonundan önce kanal tedavisi yapılması gerekebilir. Daha ileri boyuttaki problemlerde, ör; karşıt krete temas edecek kadar uzamış bir dişin varlığında, periodontal desteği de azalacağından, dişin çekimi bile düşünülür. Bu kararın, doğru okluzal ilişki elde edilmiş teşhis modellerinde verilmesi en doğru yoldur.
Sentrik ilişki kaydı
Sentrik ilişki kaydında kullanılacak yöntemin belirlenmesinde dişsizliğin sınıfı ve antagonist diş temasları göz önünde tutulur.
Yeterli antagonist diş varlığında, diş destekli vakalarda modeller karşılıklı getirilir.
Yeterli antagonist diş olmadığında, interokluzal kayıt materyali kullanılarak modeller karşılıklı getirilir.
Karşıt çenede tam protez varlığında, serbest sonlu veya antagonist diş temaslarının olmadığı vakalarda geçici kaide plağı ve şablon kullanılır.