Çoğu kullanıcının, pek çok durumda beceri setlerinden bağımsız olarak, herhangi bir başka yazılımda olduğu gibi, bir ÖKA’yı kullanırken en az direnç yolunu izleyeceği gerçeğini hatırlamak önemlidir. Başka bir deyişle, kullanıcılar en yüksek düzeyde optimize edilmiş sistem özelliklerine-arayüzde dikkat çekici şekilde bulunanlara ve kullanımı en kolay olanlara-yönelecektir-. Bu, önceden tanımlanmış veri analitiği raporlarını ve görselleştirmeleri içerebilir; bunların kolay kullanılabilirliği, yaratıcılığı ve özel nesneleri yaratma vizyonunu önleyebilir, böylece gerçek anlamda veriye dayalı bir öğrenme ekosistemi elde edilebilir.
Sistem, çok sayıda gelişmiş özellikleri veya hatta zaman kazandıran görevleri yerine getirebilecek kolay geçici çözümleri veya ipuçlarını içerebilir, ancak eğer bu yetenekler en düşük dirence sahip yolu izleyecek şekilde tasarlanmamışsa, çoğu kullanıcı bunları göz ardı edecektir.
Dolayısıyla, bir ÖKA’yı değerlendirmedeki soru, “Sistem ne yapabilir?” sorusu değildir, asıl soru “Sistem, kutudan çıkar çıkmaz, tak-çalıştır” en kolay / en bariz yol kullanım senaryosu şekilde ne yapabilir? Bir tedarikçi kendi sistemlerinde belirli bir kabiliyete sahip olduğu için teknik bir vaka yapabildiği için, kullanıcıların görmesi, anlaması ve kullanması kolay bir şekilde uygulandığı anlamına gelmez.